Veli VERGİLİ

Komşu Hakkı – Veli VERGİLİ

service

                                                                  Değerli Okuyucular, Sevgili Dostlar, insan olarak bizler sosyal bir canlı olduğumuz için toplumda tek başımıza yaşayamayız.  Yaşadığımız yerde  yakınlık kuracağımız kimselere ihtiyaç duyarız. Bu kimselerden  en önemlisi de komşularımızdır. Komşu demek aile gibi bir şey demektir. Bazen komşuluk akrabalarımızdan bile önde gelir. Özellikle de güvenilir ve cana yakın komşularınız varsa bunlar artık aile bireylerimizden biri gibi olmuşlardır. Aile içinde çoğu kararlarımıza onları ortak bile edebiliriz. Peygamberimiz (S.A.V) komşular için : ‘’Cebrail (A.S) bana durmadan komşuya iyilik yapmayı tavsiye etti. Hatta o kadar ki  onu bana mirascı kılacak zannettim buyurmuştur.”  Yalnız yaşadığımız bu zor günlerde, pandemi döneminde komşularımızı biraz ihmal ettik uzak durduk kanısındayım. Önümüzdeki hafta kutlayacağımız Kurban Bayramı komşuluk haklarımızın sınanacağı  günler olacaktır.*Bu nedenle bu hafta bu konuya dikkatinizi çekmek  istedim.

                 Atalarımız :  ‘’Ev alma komşu al. ‘’ demişler.  Bizler ev alırken, ev kiralarken önce komşulara bakarız. İnsanların gündelik yaşamda en çok iletişim ve etkileşim içinde olduğu kişiler komşularıdır. Komşu olduğumuz insanlarla her gün karşılaşır, iletişim halinde oluruz. Bize en yakın insanlar olduklarından dolayı herhangi bir ihtiyacımız konusunda kendisinden ilk yardım istediğimiz yine onlardır. Komşular her zaman birbirine ihtiyaç duyabilirler. En zor zamanlarda birbirinin yardımına koşabilirler. Dinimiz de komşuluğa çok önem vermiş hatta akrabalıktan bile daha öte tutmuştur. Bu nedenle komşuluk hakkı, en önemli ve dikkat edilmesi gereken haklardan biridir. Bir insanın komşusu iyi olursa insan mutlu olabilir ama kötü bir komşu bizleri huzursuz ve mutsuz edebilir. İyiliksever bir komşu her ihtiyacımıza koşar, aynı zamanda bizler de onun ihtiyaçları için çırpınırız. Bu kadar yoğun iletişimde olduğumuz komşularımızla iyi geçinmeli onların gönüllerini her zaman hoş tutmalıyız. İyilikler karşılık için yapılmaz fakat gelecekte bizler de onlara muhtaç olabileceğimizi bilmeliyiz. Başımız neler geleceğini asla bilemeyiz. Birbirinin halinden haberdar olan kişiler birbirine de sahip çıkarlar. Günümüzde komşuluk geleneğine maalesef eskisi kadar önem verilmiyor. Ama bizim gerçek gelenek ve göreneklerimiz bu şekilde değil. ‘’Komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir. ’’ sözünü hepimiz biliriz. Onun için özellikle bu salgın döneminde biraz ihmal ettiğimiz koşularımızı yaklaşan Kurban Bayramı’nda hatırlamanızı tavsiye ediyorum. Ayrıca komşulukla ilgili kanuni haklarını sizlere hatırlatmak istiyorum :

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun “Komşuluk Hakkı” başlıklı bölümden karşılığını bulduğu üzere “Herkes, taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkilerini kullanırken ve özellikle işletme faaliyetini sürdürürken komşularını olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıktan kaçınmakla yükümlüdür. Özellikle taşınmazın durumuna, niteliğine ve yerel âdete göre komşular arasında hoş görülebilecek dereceyi aşan duman, buğu, kurum, toz, koku çıkartarak, gürültü veya sarsıntı yaparak rahatsızlık vermek yasaktır. ”Taşkınlıktan amaç ise komşuluğun olağan hoşgörü sınırlarını aşan ve komşunun kendisi ve ailesi ile taşınmazı zararına aşırı derecede etkili olabilecek iş ve eylemlerdir. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nda ise “Kat malikleri gerek bağımsız bölümlerini, gerek eklentileri ve ortak yerleri kullanırken doğruluk kaidelerine uymak, özellikle birbirini rahatsız etmemek, birbirinin haklarını çiğnememek ve yönetim planı hükümlerine uymakla, karşılıklı olarak yükümlüdürler.” Görüldüğü üzere kat maliklerinin, kiracıların, oturma hakkı sahiplerinin veya bağımsız bölümden devamlı olarak yararlanan kişilerin birbirlerini rahatsız etmemeleri, birbirleri arasında hoş görülebilecek dereceyi aşan gürültüye mahal vermemeleri gerekliliği kanun koyucu tarafından öngörülmüştür. Buna göre yaşamaya özen göstermeli, komşu haklarına saygı göstermeliyiz.

          Komşuluk; aynı mahallede, aynı köyde ya da aynı apartmanda birbirlerine yakın evlerde yaşayan insanlar arasındaki ilişkilere verilen addır. Komşuluk, her zaman olduğu gibi günümüzde de önemini devam ettiren bir olgudur. Yukarıda belirttiğimiz gibi yasal haklarımıza göre hareket edip komşuluk ilişkilerine dikkat etmeliyiz. Özellikle karşılıklı ilişkilerde çok dikkat etmeliyiz. Bazen aramızdaki bazı olumsuzluklar yaşanmaması için ahlaki kurallara çok dikkat etmeliyiz yoksa hikayedeki gibi olumsuzluk olabilir. Vaktiyle hamile bir kadın, komşusuna misafir olur. Oturdukları odada dalları limonlarla dolu olan büyük bir limon ağacı görür. Canı limon ister ama bir türlü komşusuna söyleyemez, utanır. Bir ara komşusu mutfağa gidince yakasından çıkardığı bir dikiş iğnesini limona batırır ve deldiği yerden limon suyunu emmek suretiyle bu arzusunu tamin eder. Nihayet bir erkek evladı dünyaya gelir. Dışarıda dolaşma, oynama, daha doğrusu yaramazlık yapma çağına gelince dışarı çıkar. O zaman bazı insanlar tutukla su taşırlar. Bu çocuk eline bir çivi alır ve su taşıyan adamların arkalarına takılır. Tulukları deler ve akan sudan içmeye başlar. Bu durum birkaç gün böyle devam edince hemen çocuğun babasına durumu anlatırlar, bu yaramazlığından dolayı oğlunu şikayet ederler. Adam düşünüp taşınır. Çocuğunun niçin böyle yaptığına bir türlü akıl erdiremez. Durumu hanımına anlatır. Çocuğun niçin böyle yaptığını sorar. O da başından geçen hadiseyi olduğu gibi anlatır. Bu işin nerden kaynaklandığını anlayan aile reisi karısına:

– Hemen komşuya git ve hareketini anlat, sonra da helallik dile. Şayet böyle yaparsan öyle zannediyorum ki oğlumuz da bu garip hareketlerden vazgeçer, der. Kadın komşusuna gider ve olayları anlatır. Komşu hanımı da bu duruma çok üzülür. Neden o zaman limon istemediğini, değil bir limonun ağaçta bulunan bütün limonların feda olmasını belirten komşu hakkını helal eder. O zaman Allahın izniyle çocukları da bu garip hareketlerinden vazgeçer. Yukarıdaki hikayenin yaşanmaması için keşke komşusuna söyleyip limonu isteseydi. Bazen yaşanan kötü olayların kötü sonuçları olabiliyor.

              Evet Sevgili Dostlar, her ne kadar çağ değişse de millet olarak bizim değişmeyen vasıflarımız vardır. Bu özelliklerimizi yitirmemek için değerlerimize sımsıkı sarılmak zorundayız. Bu nedenle komşularımız ile devamlı irtibat içerisinde olmaya, onların dertleri ile dertlenmeye ve elimizden geldiğince onlara yardımcı olmaya çalışmalıyız. Salgın  döneminde biraz sevgimize, saygımıza, dostluğumuza, yardımlaşma ve paylaşmaya ara verdiğimiz komşularımıza inşallah yaklaşan Kurban Bayramı’nda ve hasat dönemlerinde daha çok değer veririz. Atalarımız : “Komşuda pişer, bize de düşer. Aç kurt bile komşusunu dalamaz. Hayır söyle komşuna, hayır çıksın karşına.  Kapını kilitli tut, komşunu hırsız tutma.! Komşu hakkı Tanrı hakkıdır. Komşu komşunun külüne muhtaçtır. Komşu ekmeği komşuya borçtur. Yakın (komşu) uzak (hayırsız) hısımdan (akrabadan) yeğdir. Kötü komşu insanı hacet sahibi eder. ” demişlerdir. Atalarımız komşuluğa çok önem vermişlerdir. Eskiden günlük alışverişini yapan esnaflar, alışveriş yapamayan komşularına ben bugün yeterince kazandım komşum siftah yapmadı diyerek müşterilieri bile yönlendirirmiş. Yalnız bazı komşular haddinden fazla komşularına gidip rahatsız ediyor. Bunun için önceden haber vererek komşuya gitmek gerekir. Tüm okuyucularıma ve dostlarıma komşuları ile sağlıklı, huzurlu, karşılıklı anlayış içinde özellikle koronadan uzak bir yaşam diliyorum. Sağlıkla, insanca, dostça, sevgiyle kalın, hoşca kalın …

Veli VERGİLİ    :     v.vergili59@hotmail.com      :                     Tel :05064189664

4020 kez okundu.

Komşu Hakkı – Veli VERGİLİ

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Yığılcanın Sesi Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Reklam