DOĞA KATİLİ ÇİMENTO FABRİKASI

service

      Sevgili okurlarım; bu hafta sizlere çimento fabrikasını yazayım dedim… Çimento fabrikasının konu etme nedenim, fabrikanın bacasından sabaha karşı çıkan adeta gökyüzü ile birleşen toz bulutu oldu. Fabrikanın yapılma aşamasında halkımıza birtakım sözler verildi, görüyorum ki bu sözlerin birçoğu şimdiden unutuldu. Avrupa’nın en iyi filtreleri buraya konumlandırılacak dendi peki gece çıkan bu toz bulutu neyin nesi… Fabrika etrafında bulunan bazı fındık bahçeleri, bu tozdan nasibini çoktan aldı. Yemyeşil olan fındık yaprakları beyaza büründü. Bu fabrikanın yapılacağı söylentisi çıktığı günde yapılmasına karşıydım, bugün de karşıyım. Muhteşem bir doğası olan Yığılca’ma bu fabrika yapılmamalıydı. Halkımızı ikna edebilmek için her türlü dalavereyi çevirenler, masraftan kaçmamış, halkın elindeki arazileri de fazla fiyat vererek kandırmışlardır. Halkımız da arazisinin bu paraya başka yere satmam imkânsız diyerek sonunu düşünmeden sattılar. Oysa bu tür fabrikalar doğa düşmanı olarak bilinen, etrafına on kilometre zararı olan fabrikalardır. Çok yakında göreceksiniz, fındık üretiminiz dörtte bire düşecek, arıcılık keza öyle, çimento tozunu çiçeklerle yutan arılar bir bir ölecek. Hatta üretilen ballarınız da çimento bazlı olacak, meyve ve sebzeleri saymıyorum bile ama görüyorum ki halen bu fabrikanın yapılmasına destek verenler maalesef var. Ekmek kapısı olarak görüyorlar. Oysa geleceğimiz tehlike altına giriyor, görmemezlikten geliyorlar. Ben illa ki ilçemize yatırımlar yapılsın, illa ki iş yerleri açılsın isterim! lakin bu tür iş yerleri ilçemin doğasına uygun değil. Tarımı engellemeyen, arıcılığı engellemeyen yatırımlar yapılmasını isterim. Yıllar yılı Yığılca’m üvey evlat muamelesi görmüş görülmeye de devam ediyor. Düzce’ye ve diğer ilçelerine turizm yatırımları yapılırken Yığılca’mıza çimento fabrikası, mermer ocağı ve taş ocakları layık görülmüştür. Gidin bir bakın yaylalara, şelalelere, doğa yürüyüşü yapılan yerlere neler yapmışlar, bir de bize bakın. Bir tek Sarıkaya mağarası var o da yakında çimento fabrikasının ham maddesine kurban gidecek. Fabrikanın çıkarttığı hammadde mağaranın çok yakınında ve her gün kazılmaya devam ediyor. Ham madde çıkaracağız diye binlerce ağaç yok edildi, yeşilliği ile muhteşem bir boğaz manzarası vardı şimdi yerinde sadece beyaz kayalar görünüyor. Devasa bir kaya bulunan burada, kayayı bile alttan alttan kırmaya başlamışlar. Yakında bu kayada oradan yok edilecek…! Buradan tüm doğa mühendislerine sesleniyorum; Lütfen gelip incelemelerde bulunun, Karadeniz’in en büyük mağarası olan bu mağarayı kurtaralım. İSKİ’nin su havzasına yakın diye vatandaşına ahır yaptırmazken, bu fabrikaya izin verilmesini bir türlü aklım almıyor. 

Evet dostlar fabrikanın yapılma aşamasında verilen sözlerden biri de çalışanları ilçemizden alınacak olmasıydı. Yapım aşamasında bazı çalışan işçiler Yığılca’dan alındı ve çalışmaya devam ediyorlar. Bu işlerde çalışan işçiler sadece fabrikanın kaba işlerinde çalışan işçiler. Vasıflı işçi yok denecek kadar az, nakliye işleri dersen bu işler ihale usulü verilecek ve ihaleyi alan firma nakliyesini yapacak. Bu fabrikaya güvenip nakliye yapmak için dünyanın borcunu yaparak kapılarına bir tır iki tır alanlar oldu. Bu nakliye işini kaybettiklerinde borç altına girenler de zor duruma düşecek. Fabrika tam kapasiteyle üretime başladığında ise bu fabrikanın laborantlara, vasıflı elemanlara ihtiyaç duyulacak. Yani fabrikanın hamaliye işlerini Yığılca halkından üç beş kişi, diğer vasıflı işlerde başkaları çalışacak. Yığılca da fabrika yapıp, Yığılca’nın ismini bile kullanmayacak bu zihniyetin Yığılca’yı düşündüğünü sakın zannetmeyin. Yığılca’mın bulunduğu bölge Batı Karadeniz Marmara ile bir bağı sadece sınır oluşudur. Fabrikanın adı Marmara çimento! Yığılca’nın adını bile fabrikanın adında geçirmeyen bu yönetimin, Yığılca’yı düşünmeyi, Yığılca insanını düşünmeyi, doğayı ve çevreyi düşünmeyi bırakın akıllarının ucundan bile geçirdiklerini sanmıyorum. Onların tek düşüncesi üretim ve üretim sonrası az maliyet çok kâr. Yani maddiyat, maneviyat onlar için yok hükmündedir. Neyse dostlar bu çimento fabrikası yüzünden zaten çok üzgünüm, fabrikanın yüz metre yakınında benim de 24 dönüm fındık tarlam var. Fabrikanın yapılmaya başladığından beri bakım yapmak içimden gelmiyor. Bu fabrika yüzünden bu yerimi ya satacağım ya da bütün fındık ağaçlarını söküp, yerimi kurda kuşa yuva yapacağım. Açlıktan ölecek halimiz yok elbet. Osmanlı zamanına dayanan Yığılca’mda açlıktan kimse ölmemiştir. Elbet bizim düşüncemiz Yığılca’nın konumu, tarihi, güzelliği korunsun. Bizler gurbete geçim için gittik ama her fırsatta Yığılca’mızı düşündük. Aklımızdan bir an bile çıkartmadık. Yığılca’mın bu doğal hali ile kalması için gerekirse gurbet ellerde bir ömür geçirir ama mezarımın Yığılca’mda olmasını yeğlerim.

Bu haftalık da bu kadar dostlarım, şimdi bu yazı yüzünden yine bahaneler üreterek saldıranlar, siyasete bağlayanlar olacaktır, olsunlar da canları sağ olsun. Benim ne siyaset yapacak kadar yeteneğim, ne de bahaneler üretecek becerilerim var. Söylenecek sözleri duymam, görmem, bilmem… Bazen suskunluk en iyi cevaptır, anlayabilene… Haftaya başka bir konuda buluşmak dileği ile sizleri Allah’ıma emanet ediyor sağlık ve huzurun bol olduğu günler diliyorum. Hoşça kalın.

4094 kez okundu.

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
vir_sl_
Virüslü
DOĞA KATİLİ ÇİMENTO FABRİKASI

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Yığılcanın Sesi Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Reklam