Veli VERGİLİ

SONBAHAR GELİRKEN – Veli VERGİLİ

service

               Değerli Okuyucular, Sevgili Dostlar herkesin, her canlının bir sonbaharı vardır. Kiminin yaşamadan yaşlandığı kiminin yaşlanmadan yaşadığı… Biz insanoğlunun ömür denen bu yolda mutlaka bir sonbaharı ve devamında kış mevsimi gelecektir. Hazan mevsimi olarak da bilinen sonbahar, ülkemizde 23 Eylül tarihi ile başlar ve 21 Aralık gününe kadar devam eder. Sonbaharın hazan ya da hüzün mevsimi olarak anılmasının sebebi, doğa ananın yaşadığı bir tür ölüm, yaprak dökülmesidir. Bu mevsimde ağaç yaprakları yavaş yavaş sararmaya ve aylarca beraber yaşadıkları dallardan ayrılmaya başlar. İşte bu ayrılık, sevgililerin ayrılmasına benzetilmiştir ki sonbaharın adı ayrılıkların mevsimi olarak anılmıştır.

         Sonbaharla birlikte yağmurlar yağmaya, rüzgar saçlarımızı okşamaya başlayacak. Mevsimlerin en bereketlisi, romantizmin tavan, doğanın görsel şölen yaptığı, en güzel mevsim sonbahar gelecek. Hele ki sabahın ilk saatlerinde henüz kimseler uyanmamışken ıslak kaldırımlarda insanın yürüdükçe yürüyesi gelir. Sağlıklı bir şekilde günü selamlamak şükretmek, ona merhaba demek ne güzel bir duygudur. Her gün gezdiğimiz, dolaştığımız Yığılca kaldırımlarına bakıyorum da insanlar mutsuz, insanlar yorgun birçoğu sanki deli rüzgârın yönüne bırakmış kendini. Ağızlarında maske yok. Hayata boş vermiş halleri var. Sanki çoğunun sonbaharı gelmiş kışı bekler gibiler. Bazılarında yüzler asık, maskelerin arkasında  mutsuz çehreler, kimsenin kimseye güveni kalmamış.Yarından ve gelecekten umutsuz. Bazen sormadan edemiyorum kendime. Nerede o çocukluğumun, meslek hayatımın en güzel ayı eylülü. Yazın geçmesini okulların açılmasını özlemle beklerdik. Alpay’ın “Eylül de Gel” şarkısı okul yolunu özletirdi. “Okul Yolu Düz Gider” şarkısı her ilköğretim haftasında mini mini birlere öğretilir, onlardan zevkle dinlerdik. Yeni öğrencilerle, yeni öğretmenlerle tanışmak ayrı bir heyecan verirdi. Hiç tanımasak da sokaklarda insanlarla göz göze gelip selam verilir, ufaktan da olsa tebessüm edilir, düşene el uzatılır, yolunu kaybedenlere doğru adres verilirdi. Hiç tanımadığımız da olsa bir lokma ekmeği paylaşmadan boğazımızdan geçmezdi. Şimdilerde insanlara yaklaşmaktan bile korkar olduk. Bir yabancı değil, mahalleden, sokağımızdan bile geçmesine izin verilmezdi. Güzel ülkemin her bir köşesinde Suriyeli, Afganlı mülteciler ile doldu taştı. Sokaklarda başka dilde konuşmalara alışkın değildik. Bugün sokaklarda bile güvenle gezemez olduk. Her gün haberlerde aşı olun, maskesiz dolaşmayın, sözlerine aldıran yok.

   Bu sitem ve özlem dolu sözlerim sizleri üzmesin değerli okuyucular. Malum artık mevsim sonbahar.

   Bu mevsime güz de derler/ Sararır bütün yerler / İnsanlarda tatlı bir telaş / Kışa hazırlık yapılır yavaş yavaş..

    Özellikle sonbaharda yeşilin sarıdan kızıl tonlara kadar sonbaharın bütün güzelliğini ortaya koyan izlemeye doyum olmayan bir manzara, doğa harikası Yedigöller’in ilçemize yakın olması Allah’ın bir lütfu. Bir tarafta şırıl şırıl akan derelerimiz, bir yanda türlü ağaçların oluşturduğu ormanlarımız. Ancak şu bir gerçek ki dört mevsimin tam anlamıyla yaşandığı coğrafi bir yerde olmamızın imkanlarından istifade edemiyoruz. Bitmeyen Düzce-Yığılca yol hikayesi, insanlarımızın gurbet yolculuğuna çıkmaları, sonbaharda biraz daha hüzünlenip dökülen yapraklar gibi umutlarımızı hep başka bahara bırakıyor. Oysa yeni yapraklar çıkabilsin diye eski yaprakları temizler hüzün.Ağaran saçları hatırlatır sonbahar. Vakti dolanın dökülen yapraklar gibi sona yaklaştığını anlaması lazım insanın. “Ekersen bağ, ekmezsen dağ olur.”, “Kurbağa gibi yazın vak vak eden, kışın olur yok yok eder.” Atasözlerinde olduğu gibi çok lafa gerek yok. Kış mevsimi için karınca gibi hazırlanmalıyız ki ağustos böceği gibi başkalarına muhtaç olmayalım. Sarıkaya Mağarası yolu söz verildiği gibi yapıldı. Orada bazı alt yapı çalışmaları devam ediyor. Yedigöller yolunda da günü kurtaracak çalışmalar yapılıyor. Yedigöller yolu duyumlarıma göre karayolları ağına alınmış. İnşallah gerekli çalışmalar yapılır karayollarının yıllardır beklenen hayallerimizi gerçeğe dönüştürür. Umut fakirin ekmeği. Burada geçen hafta yaptığımız Kocaeli gezisinde gördüğüm gerçekleri anlatmak isterim. Biz Düzce-Yığılca, Yedigöller, köy yolları yapılsın diye feryat figan ediyoruz. Kocaeli’ne içme suyu sağlayan Yuvacık Barajı’nın suyunun geldiği Serindere’ye gittik. Derenin olduğu yerde balık havuzları var. İki üç evin olduğu yere kadar sıcak asvalt yapılmış.Yol güzergahındaki köy yolları otoban yolu gibi. İnsan oralardaki hizmeti görünce ister istemez adaletsizliğe isyan ediyor. Hele oradan gelirken uğradığımız Sapanca Maşukiye sanki başka bir ülkenin. Araplar her yeri parsellemiş. Bizim çevremizdeki doğa oralardan bin kat daha güzel. Ama nedense bir türlü gereken yapılmadığı için hep böyle başka yerleri övüp duruyoruz.

                                                         Ormanlarda kestane ve  kanlıca mantarları toplanır ,

Kışa hazırlık olarak konserveler turşular yapılır,

Herkes Yedigöller’deki  renk cümbüşüne katılır,

Bir başkadır sonbaharım  yeşil Yığılca’m.

   Evet Değerli Okurlar zaman geçip gidiyor. Yaşam savaşı da devam ediyor. Hiç ölmeyecek gibi bu dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışmalıyız.  Yukarıdaki dörtlükte olduğu gibi mevsimi doyasıya yaşamalı, kış mevsimine hazırlık yapmalıyız. Yakında doğadan kestaneleri toplanacak, konserveler, turşular yapılacak, yakacak ihtiyaçları temin edilecek. Keşke yolumuz güzel olsa da bu mevsimde Yedigöller’e gelenler bizim güzergahtan gelse onlara yöresel ürünlerimiz; balımızı, fındığımızı, mantarları, konsevelerimizi

turşularımızı pazarlayabilsek. Yalnız ticaret hayatında ahlaka dikkat etmeliyiz. Bir malı satarken değerinden fazlaya fahiş fiyatla satmaktan kaçınmalıyız. Unutmayalım ki: ;

’’Fânî ömür biter, bir uzun sonbahâr olur. Yaprak, çiçek ve kuş dağılır, târümâr olur. ’’ Her şeyin bir hesabı olduğunu unutmayalım.

Bırakalım sonbahar yağmurları hayatımızı kirleten her şeyi yıkasın. Zorlu kış günlerinden önce güneşin zayıflayan, uzaktan seyreden ısı ve ışınların da tadını çıkarmak gerek. Sobalar yanmadan, kaloriferler derecelere kilitlenmeden mevcut serinliğin, müthiş sonbahar manzaraları ile iç içe olabiliriz. Kırda, bayırda, ormanda, caddede, sokakta, bulvarda, parkta, bağda, bahçede dolaşmak, günler geçirmek, anın tadını çıkarmak gerek. Dört mevsim farklılaşan dünyalıklara yakın olmak, sevgi ekmek, sevgi biçmek, sevginin hasadını yapıyor olmak güven tazelemekle eşdeğerdir. İnsanlar da doğanın bir parçası değil mi? Ayrıca sonbahar rüzgarlarının malum hastalığı yayabileceğini düşünerek aşılarımızı olup maskelerimizi takmayı ihmal etmeyelim. Sonbaharı en güzel şekilde yaşamanız dileklerimle. Sevgi ile kalın.  Hoşça kalın, dostça kalın.

Veli VERGİLİ    :     v.vergili59@hotmail.com      :                     Tel :05064189664

3884 kez okundu.

SONBAHAR GELİRKEN – Veli VERGİLİ

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Yığılcanın Sesi Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Reklam