Saygıdeğer Okuyucularım, Değerli Dostlar 2021 yılına üç gün önce elveda diyerek 2022 yılına merhaba dedik. “Ömür dediğimiz nedir ki? Dalda bir kuru yaprak. Kışın o da olur kara toprak. Yıllar böyle geçip gidiyor, gelecek bir gün o son durak. ” Bu son durak gelmeden fark etmeli insan. Ömür dediğin üç gündür, dün geldi geçti yârin meçhuldür. Geçmişi iyi bilip geleceğe sağlam basmalı, nereden gelip nereye gideceğimizi şaşırmamalıyız. İyisiyle, kötüsüyle; acısıyla, tatlısıyla bir yılı daha geride bıraktık. Kimisine göre bir türlü geçmek bilmeyen, kimisine göre ise ne de çabuk geçti diyebileceğimiz bir yıl. Zaman su misali akıp gidiyor. Kimbilir bundan tam da bir yıl önce yeni bir yıla girmenin mutluluğunu yaşarken şimdi başka bir yıla girmenin mutluluğu içindeyiz. Zaman işte geçip gidiyor değil mi?
Çocukken mutluyduk hoş geldi geçti,
Gençlik kanatlandı kuş gibi gitti.
Günler aya koştu aylar yıllara,
Bir de baktık ömrümüzün çoğu geçti.
Aslında geçip giden ömrümüz. Geçen 2021 yılını değerlendirirken hatalarımızın farkına varıp olumsuz davranışlarımızı değiştirmeye karar vermişsek eski yıldan ders aldık demektir. Bu bir yıl içerisinde kimler aramızdan ayrıldı, kimler ailemize katıldı, sağlığım nasıldı, aile hayatım nasıldı bunları düşünüp kazasız belasız bir yıl geçirdiğimiz için halimize şükredelim. Giden bu yılda; insan hakları ihlalleri, kadına şiddet görüntüleri, ekonomik sorunlar, siyasi gerilimler, dijital dönüşüm gibi pek çok konu başlığı sık sık gündem oldu veya gündemden düşmedi. Ağustos ayına kadar salgın hastalık yüzünden çocuklar, gençler, yaşlılar, çalışanlar, işsizler, engelliler kısacası toplumun her kesiminin etkilendiği olağanüstü bir dönem yaşadık. Kimi zaman işyerlerine gidemedik, sokağa çıkamadık. Kimi zaman telaş ve panik yaşadık, marketlerin raflarını boşalttık. Düğünler kısıtlı yapıldı. Cenaze törenleri, taziyeler de yine süreçten olumsuz etkilendi. Bayramlar bayram gibi olmadı. Akraba ziyaretleri, komşuluk gibi pek çok geleneğimiz, göreneğimiz terk edildi. Dini hayat, inanç sistemleri ve mekânları da bu gelişmelerden nasibini aldı, Bu süreçte eğitim uzaktan yapıldı. Çalışma saatleri ve yerleri değişti. Evlerimiz, işyerine dönüştü. Aile bireyleri imkânları dâhilinde odalarına, kendi dünyalarına çekildiler, aile içi ilişkiler sınırlandı, sosyal mesafe korundu. Diğer taraftan bilişim, ulaşım, iletişim sektörleri karlarını katladı. Akıllı telefonlar ve dijital dönem sayesinde yeni dünya sistemi mi kuruluyor, eski normale dönemeyecek miyiz? Artık bu sorular dahi sorulmaz oldu, demek ki yeni döneme giderek alışıyoruz. İlçemiz de ise halkımız özellikle fındıktan istediği verimi alamadı. Yılın ilk yedi ayı bol yağmura, sonrası ise kuraklığa teslim oldu. Ekonomik sorunlar ve pahalılık eylül ayından sonra herkesin belini büktü. İnsanlar yarın endişesine düştüler. Döviz cinsinden borçlananlar kâbusu yaşadılar ve yaşamaya devam ediyorlar. Geçen yılın en güzel yanı ülkemizin birçok yerinde görülen felaketleri ilçemizde yaşamadık. İnşallah 2022 yılında da yaşamayız.
Değerli Okurlar, bugün itibari ile yeni yılın dördüncü gününe girdik. Okuyucularımın, dostlarımın, ilçemizin ve tüm ülkemizin yeni yılı kutlu olsun. Yeni yıl kutlama geleneğini; Türklerin müslüman olmadan 21 Aralık’ta Nardugan Bayramı olarak kutladıkları, Ayaz Ata’nın varlığı ve çam ağaçlarının süsleme geleneğinin olduğunu bazı tarihi kaynaklardan öğreniyoruz. Bazı Türk boylarında Nevruz yılbaşı olarak kabul edilmiş, müslüman olan Türkler de ve Osmanlıda ise Hicri yılbaşı 1 Muharrem günü kutlanmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra 1926′da “Milâdî Takvim’in” kabul edilmesiyle Aralık ayının 31. günü öğleden sonra başlayan ve 1 Ocak günü akşamı sona eren süre resmî tatil olmuştur. Hristiyanlar arasında Noel kutlamaları Hz. İsa’nın doğum tarihi olarak kabul edilen 25 Aralık’ta başlar ve bir hafta devam eder. Dinî bir özellik taşır. Ama sanki yılbaşı Noel Bayramı gibi kutlanıyor. Bizim için ise yılbaşı sadece bir takvim olayıdır, hiçbir dinî özelliği yoktur. Ülkemizde yapılan şaşalı kutlamalar özentiden başka bir şey değildir. Oysa giden zamana üzülüp Mevlana’nın dediği gibi: ”Akıp giden zaman içinde bir kafesteyim, her türlü amalde çok ahesteyim. Kabrim beni bekliyorken dünyalık hevesteyim. Uyandır artık Ya Rab! Belki de son nefesteyim. ” diyerek giden zamana üzülmeliyiz.
Yeni bir yıla girmemizle birlikte hayatımızdaki her şeyi geride bırakarak yeni sayfa açacağız. Önce kendimiz ve çevremiz için beklentilerimiz tabii ki olacak. İlçemiz halkının beklentilerinin başında Düzce-Yığılca yolunun yapılması olduğunu düşünüyorum. Bu konuda belediye başkanımız sosyal medyada hislerimize tercüman oluyor. İnşallah hayal kırıklığına uğramayız. 2021 yılında maalesef bu yolda beklenen çalışma yapılmadı. Hiç değilse Dutlar ve Aydın viyadükleri ve bu aradaki yol yapılsa biraz rahatlardık. Bu yolun yanında ilçemize bir çevreyolu yapılması ile bir araç parkına çok ihtiyaç var. Sonrasında ilçenin tanıtımı için çalışılmalı. Yedigöller’e ilçemiz üzerinden mutlaka turizm yolu yapılmalıdır. Yeni yılda doğal afetlerden uzak, fındık ve balımızda bereketli bir yıl olmasını diliyorum. Her şeyden önce şu musibet hastalık koronadan kurtulmayı diliyorum. Okuyucularıma ve dostlarıma önce sağlık sonra huzur dolu, mutlu, bereketli ve başarılı bir yıl diliyorum. Sağlıkla kalın, dostça kalın, hoşça kalın.
Veli VERGİLİ : v.vergili59@hotmail.com : :05064189664
2355 kez okundu.
