14 Mayıs 2023 tarihinde Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği genel seçimi yapılacak. Yapılacak Milletvekilliği genel seçimlerinde Milletvekili olabilmek için ilgili kişiler ilgili parti teşkilatlarına önce aday adayı olabilmek için müracaat edecekler. Milletvekili aday adayı olabilmek için müracaatlar devam ediyor.
Düzce ilinden Milletvekili olabilmenin ilk şartı ilk 3’e girebilmektir. Bunun için verilen mücadele her şekilde ve her sevide devam ediyor. Milletvekilliği için yapılan aday adaylığı müracaatları, bazı partilerde temayül yoklamaları ile devam ediyor. Aday adaylarından delege listesine ulaşabilme lüksüne sahip olanlar delegelerle birebir görüşme yapacaklar. Aday adayları kendilerini tanıtmada kullanacakları poster, broşür, reklam vb. çalışmalar yapacaklar. Aday adayları temayül yoklamalarındaki sıralamada ön planda olabilmeleri için il, ilçe teşkilatlarını ziyaret edecekler. Parti teşkilatları kendilerini ziyarete gelenlerden parti binaları için maddi veya manevi isteklerde bulunabilecekler vb.
Yapılacak sıralamalarda ilk 6 veya 9’a girebilmeyi başaranlar daha sonra ilk 3’e girmek için mücadele edecekler. Yapılacak bu çalışmalarda önemli olan şudur: Aynı siyasi görüşe mensup olan aday adaylarının hiçbir tanesi diğerinin aleyhinde konuşmamasıdır. Herkes kendisini ve projelerini anlatmalıdır. Yapılan elemelerin sonunda ilk 3’ün dışındakilerin hiçbirisi bir başkasına gönül bırakmamalıdır.
Özellikle parti teşkilat üyeleri herkese eşit mesafede durmayı becermeli, mimiklerine dikkat etmeli ve bunu başarmalıdır. Aksi halde yapılan hiçbir yanlış hareket hiç kimsenin gözünden kaçmamaktadır. Bunu herkes böyle bilmelidir. Siyaset yapmak isteyen herkes sabırlı olmayı, hazımlı olmayı bilmeli ve bunu becermelidir. Ben varsam partim var, ben yoksam partim yok anlayışı olmamalıdır. Çünkü siyaset uzun soluklu bir iştir!
Unutulmamalıdır ki Düzce ilinden Milletvekili olabilmenin olmazsa olmaz tek şartı sadece ilk 3’e girebilmek de değildir. İlk 3’e girdikten sonra asıl olan vatandaşın oyunu alabilmektir. Onun için siyaset yapmak isteyenlerin ağzından çıkanı kulağı da duymalı, her hareketine dikkat etmelidir. Siyasette değersiz insan yoktur herkes değerlidir. Bu konuda yazılacak çok şey var ama bu günlük bu kadar yetsin…
***
İki kardeşin hikâyesi
Vaktiyle birbirini çok seven iki kardeş varmış. Büyüğü Halil, küçüğü ise İbrahim… Halil evli ve çocuklu. İbrahim ise bekarmış… Ortak bir tarlaları varmış iki kardeşin… Ne mahsul çıkarsa, ikiye pay ederlermiş. Bununla da geçinip giderlermiş.
Bir yıl yine buğday harmanı yapmışlar. Buğdayı ikiye ayırmışlar. İş kalmış taşımaya. Halil, bir teklif yapmış İbrahim’e; Kardeşim İbrahim! Ben gidip çuvalları getireyim. Sen buğdayı bekle. Peki abi demiş İbrahim…
Ve Halil gitmiş çuval getirmeye… O gidince İbrahim şöyle düşünmüş: Abim evli ve çocuklu. Onun evine daha çok buğday lazım diyerek kendi payından iki teneke atmış onunkine…
Az sonra Halil çıkagelmiş. Haydi İbrahim demiş, önce sen doldur da taşı ambara. Peki abi demiş İbrahim.
İbrahim, kendi yığınından bir çuval doldurup düşer yola. O gidince, Halil düşünür bu defa: Der ki Halil; Çok şükür, ben evliyim, kurulu bir düzenim de var. Ama kardeşim bekar. O daha çok çalışıp para biriktirecek. Ev kurup evlenecek. Böyle düşünerek kendi payından iki teneke atar onunkine…
Velhasıl, biri gittiğinde, öbürü, kendi payından atar onunkine.
Bu, böyle sürüp gider. Ama birbirlerinden habersizdirler. Nihayet akşam olur. Karanlık basar. Görürler ki, bitmiyor buğdaylar. Hatta azalmıyor bile.
Allah (c.c) bu hali çok beğenir, Buğdaylarına bir bereket verir, bir bereket verir ki… Günlerce taşır iki kardeş, bitiremezler. Şaşarlar bu işe… Aksine çoğalır buğdayları. Dolar taşar ambarları.
Bugün “Bereket” denilince, bu kardeşler akla gelir. Bu bereketin adı: “Halil İbrahim bereketidir.” Çalarak, hırsızlık yaparak, gasp ederek bir şeye sahip olacağımızı sanmakla ancak yanılırız. Halbuki biz verdikçe verdiğimizden daha çoğunu bize veren Rabbimiz var, bunu unutmamalıyız!
Başkasının malında gözü olan insanlar hiç bir zaman doymazlar. Ve nihayetinde bir gün onların gözünü toprak doyurur!
***.
“Niyet hayır, akıbet hayır.” Allah sonumuzu hayır eylesin! Hoşça kalın.
