Değerli Okuyucular, Kıymetli Dostlar, 1-7 Ekim ” Camiler ve Din Görevlileri Haftası” dır. Camilerin toplum hayatındaki önemini hatırlatmak, halkımızın camiler ile daha sık ve olumlu ilişki kurmalarına vesile olmak, camilerin ve çevresinin umumi bakım ve temizliğini yapmak amacıyla 1986 yılından itibaren” “camiler haftası” olarak kutlanmaya başlanmış, 2003 yılında sonuna din görevlileri ilave edilerek Camiler ve Din Görevlileri Haftası adını almıştır. Hafta kutlanırken diğer haftalar gibi etkinlikler yapılmaya başlanmış ancak buraları kullanan insanların yani cemaatin bu konuda görüş ve önerileri dikkate alınmış mı merak ediyorum. Yıl içinde geçirdiğim bir sağlık problemi nedeniyle bu aralar vakit namazlarına gidemesem de ben de bir cami cemaati olarak bu hafta günle ilgili bir yazı yazıp gördüğüm olumlu ve olumsuz çalışmaları siz okuyucularımla paylaşmak istedim.
Camiler; peygamberimiz zamanından beri insanların namaz vakitlerinde namazlarını kıldığı, önemli dini törenlerini yaptığı, buluşma kaynaşma yerleri olarak geçmişten günümüze işlevini sürdürmüştür. 1950’li yıllardan sonra Diyanet İşleri Başkanlığı himayesinde idare edilmekte, özellikle bakım ve onarımı yardımlarla yapılmaktadır. Bizim çocukluğumuzda kırsal kesimdeki camilerde görev yapan cami görevlilerinin çoğu devletten maaş almazdı. Köylüler ve mahalleli imamın ücretini derdi. Çoğu imamlar caminin bir odasında yatar camiden ayrılmadı. Ne zaman camiye gitsek yardımcı olurdu. İlkokul yıllarımızda ilk dini bilgileri onlardan aldık. Hafta sonlarında bile camiye giderdik. Günümüzde bazı imamlar kusura bakmasınlar maaşlı olduğu halde bana göre eski imamlar kadar cemaatine faydalı olmuyor. Camilerin temizliği ve bakımını cemaatten bekliyorlar. Ben de yıllarca öğretmenlik, idarecilik yaptım. Çoğu zaman okulun temizliği ve bakımında önayak olurdum. Bu arada çevremizde öyle imamlar var ki yaptıkları her zaman halkın dilinde. Bunlardan birisi olan Karakaş köyü imamı yirmi yıldır aynı köyde görev yapıyor. Yaptıkları gıpta ile izleniyor. Mustafa Karadere adlı imamızın yaptıklarını gazetemiz haberinde gündeme getirdik, okumanızı tavsiye ederim. Aynı onun gibi Yoğunpelit köyü eski imamı Celil hoca da öyle kulağı çınlasın. Son günlerde Çiftlik imamı Süleyman Hocamın da güzel çalışmalar yaptığını duyuyoruz. Bu imamlar öyle bir iz bıraktılar ki köylünün inançlarına bile tesir ettiler. Burada tüm okuyucularım adına onları tebrik ediyor. Merak edenlerin bu camilere gidip yapılanları görmelerini tavsiye ederim.
Değerli Dostlar, maalesef Diyanet İşleri Taşra Teşkilatında görevlendirmelerde torpil mi desem siyasi rant mı desem bazı adaletsizlikler olduğunu görüyoruz. İlçemizin çoğu köy ve mahallesinde yıllardır imam yok. Ancak diyanet teşkilatlarında memur olarak çalışan bir sürü imam var. Ayrıca merkezlerdeki camilerde kadro fazlalığı var. Örneğin yazın bağ, bahçe için geldiğim en çok cemaatin olduğu Çukurören köyü Resüller Mahallesi’nde 2019’dan beri imam yok. Sudan bahanelerle mahallelinin hakkına giriliyor. Cuma namazlarını bile köydeki gönüllüler kıldırıyor. Haber aldığıma göre 15-20 köy ve mahallede durum aynı. Bu konuda ilçemize yeni atanan müftümüz ve Kaymakam Bey’e iş düşüyor. Bir imam ve muhtar bir köyü, mahalleyi; bir müdür çalıştığı kurumu; bir belediye başkanı şehrini; bir kaymakam bir ilçeyi; bir vali bir ili değiştirip farkındalık yaratabilir. Karakaş ,Yoğunpelit ve Çiftlik köylerinde Mustafa , Celil ve Süleyman hocalarımın çalışmalarına destek olan muhtarları unutmamak lazım. Hepsinden Allah razı olsun. Burada bazı imamlarımız alınmasın. Tabii onlar da görevini yapıyor. ’’Hayatta bir gayesi olmayan insanlar bir nehir üzerinde akıp giden saman çöplerine benzerler. Onlar gitmezler suyun akışına kapılırlar. ’’ Ben görevlerini yaparken çevresine örnek olan, görevinin dışında halkla bütünleşip örnek çalışmalar yapanları anlatmaya çalıştım. Yıl sonuna doğru ilçemiz muhtarları ile ilgili bir yazı yazıp iz bırakan muhtarları da tanıtacağım. Camiler ve Din Görevlileri Haftası kutlu olsun. Şimdilik, sağlıkla, dostlukla, sevgiyle kalın; hoşça kalın.
Çok güzel doğru bir tespit