Değerli Okuyucular, Sevgili Dostlar, “ Doğal Kaynaklarımız” adını verdiğim yazılarımın üçüncüsü ile karşınızdayım. Birinci yazımda ilçemizin % 65’ini kaplayan ormanlarımız konusuna değinmiş, orman köylüsü olan ilçemiz halkına devletin yeteri kadar orman kaynaklarından istifade ettirmediğini yazmıştım. İkinci yazımda da bir başka doğal kaynağımız olan sularımız konusunu dile getirmiş, bu kaynaklarımızdan yeteri kadar istifade edebilmemiz için 31 Martta seçilecek belediye başkanımıza büyük görev düştüğünü yazmıştım. Bu haftaki yazımda ise doğal kaynaklarımızdan olup yer altından çıkarılan madenlerimizi yazıp bu konuda ilçemize sağladığı yarar ve katkıları anlatmaya çalışacağım.
31 Mart 2024 tarihinde yapılacak mahalli seçimlerinde yarışacak ilçemiz belediye başkan adayları belli oldu. Buna göre; AK Parti’den Selami SAVAŞ, CHP’den Önder ATASOY, MHP’den Ramazan Muhterem BALTACI ve İYİ Parti’den Semra ÇAMLI’nın Belediye başkan adaylıkları netleşti. Hepsinin hakkında hayırlısı olsun. Propaganda çalışmalarında hepsine başarılar dileriz. Hak eden kazansın. Yakında il genel ve belediye meclis adayları da belli olur. 1 Nisan günü ise muhtarlar dâhil tüm seçim sonuçları tecelli edecek. İlçemiz sorunlarını ve yapılması gerekenleri işimiz gereği yazmaya devam edeceğim. Bu hafta yazdığım 158. sayı ile köşe yazarlığında üçüncü yılı tamamladım. Ayrıca yaptığım haberler ile ilçemizin önemli sorunlarını dile getirerek okuyucularımızı bilgilendirmeye çalışıyorum. Bu sayede hem kendim hem okuyucularıma beyin fırtınası yaptırmaya çalışıyorum. Yalnız gördüğüm kadarıyla yazılarımızı okuyan dostların olumlu veya olumsuz eleştirileri beklediğim kadar olmuyor. Gerek gazetemizde gerek sosyal medyada eleştirilerinizi bekliyorum.
Bu hafta yazımın başlığında gördüğünüz gibi konumuz doğal kaynaklarımızın üçüncüsü olan madenlerimiz. İlçemizde maalesef halkımıza katkısı olan bir madenimiz yok. Yeterli araştırmalar yapılmadığı için gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen ne kadar madenimiz olduğunu Allah bilir. Bu çimento fabrikasının kurulduğu yıllarda bir miktar bor, kireç ve altın madeni olduğu söylendi ama dedikodudan öteye gitmedi. Şu anda sadece mermer çıkarılan ocaklar, çimento fabrikası ve özel sektörün işlettiği taş ocakları var. Bunların da ilçemiz çevresine verdikleri zarardan başka gözle görülür bir katkısı yok. Sadece taşımacılık yapan araç sahipleri var. Bunlarında çoğu hayatından memnun değil. Sonuç olarak ilçemiz taşı, toprağı bize yar olmuyor. Taşımızı toprağımızı bile ya el alıyor ya sel alıyor. Güzelim ormanlarımız bu yüzden gittikçe kelleşiyor. Böyle giderse gelecekte burada yaşayacak torunlarımıza kötü bir miras bırakacağımız aşikâr. Hani bir hikâye vardır. Hesabi torunum ödesin. Ne yazık ki bizim sessiz kalıp yaptığımız hatanın vebalini onlar çekecek. Amerika’nın Kızılderililere yaptığı gibi nasıl bir kanunsa devlet bizim dedelerimizden kalan bu cennet beldeyi bölge insanına sormadan sözüm ona yeraltı simsarlarına verdiği ruhsatla peşkeş çekmiş buna da devam ediyor.. Belki vergi olarak devlet alacağını onlardan alıyor ama buralarda yaşayan bizlere taşımızın, toprağımızın tortusu kalıyor. Hani sigaranın dumanını yel parasını el alır ya. Yığılca’nın da taşını el alıyor, toprağını sel alıyor, tozu heyelanı bize kalıyor.
Değerli Dostlar, burada sitem dolu yazılarımı size tercüman olmak için yazıyorum. Belki okuduğunuz zaman aynı duyguları paylaştığımız için rahatlarsınız düşüncesindeyim. Yalnız önümüzdeki seçimde seçilecek olan belediye başkanımız, meclis üyelerimiz ve muhtarlarımızın kulaklarına bu yazılar küpe olsun tabii okurlarsa. Hiç değilse kendi kırsalından muhtarlar, ilçemizde de başkanımız gerekli katkıyı alsın. Geçen hafta yazdığım gibi suyumuz bile başkalarına yar oluyor biz susuzluk çekiyoruz, demiştim. Seçilecek olan yöneticiler bizim hakkımızı savunup gereğini yapmalılar. Hiç değilse okullarda sıkıntı çeken çocuklarımıza, ihtiyacı olan kurumlarımıza destek çıkmalılar. Bu çimento ve diğer ocaklarımızda istifade edenlerin yollarımıza verdiği zararla bile hakkımızı ödeyemezler. Sonuç olarak doğal kaynaklarımız inşallah gün gelir ilçemize ve bölgemize yar olur. Şimdilik sağlık, huzur ve dostlukla kalın; hoşça kalın.
