Değerli Okuyucular, Sevgili Dostlar, depremler, seller, su taşkınları, toprak kaymaları, kaya düşmeleri, çığ, fırtınalar, hortumlar, volkanlar, yangınlar doğal afetler dır. Bunların ne zaman, nasıl meydana geleceğini yüce yaratandan başka kimse bilmez. Doğal veya insan kaynaklı sebeplerden kaynaklanan ani ve beklenmedik olaylardır. İnsanların yaşamlarını tehdit eden bu felaketlerin yıkıcı etkileri, can ve mal kaybı, yıkılan binalar, çöken köprüler, elektrik kesintileri, iletişim hatlarının kesilmesi ve su kaynaklarının bozulması gibi birçok sorunu beraberinde getirir. Bu nedenle, afetler önceden tahmin edilmediğinden hazırlıklı olmak hayat kurtarabilir.
Afetlere hazırlıklı olmak, önceden planlama yapmak ve acil durumlara karşı bilgi sahibi olmakla başlar. Evde bir acil durum çantası ve ekipmanları bulunmalı, acil durum numaraları kaydedilmeli, yangın söndürücülerin yerleri ve kullanımı hakkında bilgi sahibi olmak gibi hazırlıklar yapılmalıdır. Afetlerde, acil durum ekipleri, itfaiyeciler, sağlık ekipleri ve arama-kurtarma ekipleri gibi profesyonel kurtarma ekiplerine ihtiyaç vardır. Ancak, en büyük yardım kaynağı birbirimize destek olmak ve yardımlaşmaktır. Bunun için önceden örgütlenmeye ihtiyaç vardır. Bir afet anında sakin kalıp, sağduyulu bir şekilde hareket etmek ve birbirimize destek olmak, hayat kurtarabilir. Sonuç olarak afetler ne kadar önceden tahmin edilemez ve engellenemez olsalar da hazırlıklı olmak mümkündür. Hazırlıklı olmak, hayat kurtarabilir ve bir afet anında güvende olmanızı sağlayabilir. Onun için atalarımız: ’’Tedbir al, hayatta kal! ’’demişlerdir.
Tedbir almanın ilk basamağı örgütlenip, yardımlaşmak, hayatta kalabilmek için gerekenleri öğrenmektir. Atalarımız:’’ Başkasına yararı dokunan insan en kusursuz insandır. Düşenin elinden tut ki sende düştüğün zaman tutacak bir el bulasın. Düşmanına bir şey vermek, dostundan bir şey almaktan daha iyidir. İnsan, dostlarının acılarına onlarla bir olup ağlayıp sızlamakla değil, yardım ve bakım ile katılmalıdır. ’’ gibi sözlerle bizleri uyarmıştır. Peygamberimizde:’’Müminler birbirlerini sevmekte, birbirine yardım etmekte, birbirlerine acımakta ve birbirlerini korumakta bir vücuda benzerler. Vücudun bir uzvu hasta olduğunda, diğer uzuvlar da bu sebeple uykusuzluğa ve ateşli hastalığa tutulurlar. ’’demiştir. Bir Çin atasözü de: Bir yıl sonrasını düşünüyorsan tohum ek, on yıl sonrasını düşünüyorsan ağaç dik, yüz yıl sonrasını düşünüyorsan insan eğit demiştir. Onun için afetlerden önce ilk tedbir eğitimdi. Örgütlenerek sevdiklerimizi bilgilendirme, destek olmalı hep beraber hazırlıklı olmalıyız. Hazırlıklı olmak yaşamanın ilk basamağıdır.
Değerli Okuyucular, 12 Kasım 1999 Düzce depreminde çoğumuz hazırlıksız yakalandık. 17 Ağustos 1999 depremi ile bölgemizdeki fay hatları kırıldı sandık. Depremin ertesi günü Düzce’ye gitmiştim. Oraya turist gibi gidip kimseye yardım edemedim. Sonra AKUT ortaya çıktığında yaptığı çalışmalar hepimizin gözünü açtı. Önce devlet AFAD teşkilatını kurdu. Sonra ülke genelinde bu konuda örgütlenmeler başladı. Bunun semeresini Maraş depremlerinde gördük. İlçemizde de bu konuda mutlaka örgütlenmemiz gerekiyordu. Gazetemiz haberinde gördüğünüz gibi nihayet bunu başardık. 3 Mayıs 2024 tarihi itibari ile ‘’Yığılca Arama Kurtarma İlk Yardım (YAKUT) Derneğinin kuruluş çalışmalarına başladık. İnşallah en yakın zamanda İçişleri Bakanlığından onayı geldiğinde yapacağı ve yaptığı çalışmaları sizinle paylaşacağım. Yıllardır hayalini kurduğum dernek inşallah gerçek olacak. Biz tedbirimizi alalım,takdiri Allah’a bırakalım. Bir başka hayalim de çevre ile ilgili bir dernek kurup örgütlenme. İnşallah bu da hayal olmaz gerçek olur. Bunun için de Mustafa Haklı komutan gibi gönüllülere ihtiyaç var. Şimdilik sağlık, huzur ve dostlukla kalın; hoşça kalın.
