Düzce Üniversitesi (DÜ) Arıcılık Araştırma Geliştirme ve Uygulama Merkezi (DAGEM) Müdürü Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, kestane balı üretiminin yoğun olduğu Karadeniz Bölgesi’nde bu yıl olumsuz hava koşulları nedeniyle ürün kaybı ve rekolte düşüşü yaşandığını kaydetti.
Kekeçoğlu, Karadeniz Bölgesi’nde kestane balı hasadının başladığını söyledi.
Bölgede son dönemde yaşanan kuvvetli yağışlar ve sellerle ani yükselen sıcaklıkların ürün kaybına yol açarak rekolteyi düşürdüğünü vurgulayan Kekeçoğlu, “Geçen yılın 3’te 1’i kadar bir bal rekoltemiz oldu ve bu bizi çok üzdü. Sadece bizde (DAGEM) değil tüm arıcılarımızda düşüş yaşandı.” dedi.
Meral Kekeçoğlu, kestane balı üzerinde araştırma yapan akademisyenler olarak bu yılki hasadın sonuçlarını merakla beklediklerini fakat şu ana kadar beklentilerin çok altında bir verimle karşılaştıklarını belirtti.
En kısa zamanda balın kalitesi konusunda da fikir sahibi olacaklarını dile getiren Kekeçoğlu, şöyle konuştu:
“Örnekler alarak bal analizi yapacağız. Tarım ve Orman Bakanlığının tebliğine göre kestane balında yüzde 70 kestane poleni bulunması gerekiyor. Aksi takdirde yüzde 69 bile kabul görülmüyor. Bu şekilde olunca çiçek veya yayla balı olarak nitelendiriyoruz. Bal hasadımızın ardından yapacağımız ilk iş, ‘Bal kriterlere uyuyor mu?’ ona bakacağız. Bu yılki hasat poleni istenilen seviyede mi bunu görmüş olacağız.”
– Arıcılar farklı ürünlere de yönlendiriliyor
İklimsel olumsuzluklara karşı DAGEM olarak her yıl değişen şartlara göre yeni önlemler aldıklarını ve arıcıları bu doğrultuda uyardıklarını aktaran Kekeçoğlu, katma değeri yüksek diğer arı ürünleri konusunda da arıcıları yönlendirdiklerini anlattı.
Özellikle arı zehri üretimi, arı zehrinin sağlık alanındaki kullanımı, apilarnil kullanımı ve sağlık alanına katkıları yönünde çalışmalar yaptıklarını belirten, Kekeçoğlu, olumsuz hava şartlarına bağlı rekolte düşüşünü engellemenin mümkün olmadığını dile getirdi.
Meral Kekeçoğlu, “Bu, bir günlük bir olay değil, yüzyılların getirdiği durum, iklim değişikliğine bağlı değişimler oluyor. Bunlar, çevreye verdiğimiz zararlar nedeniyle gelişen değişimler.” değerlendirmesinde bulundu.
