İtikaf, isteyen ve imkânı olan Müslümanların Ramazan ayının son 10 gününü ibadet ve dua etmek amacıyla her türlü dünyevi meşgalelerden uzaklaşarak bir cami ya da evin bir odasında ibadet tövbe ve dua ile geçirdikleri süredir. Peygamber Efendimizin alışkanlık haline getirip her Ramazan ayında uyguladığı itikaf, sonrasında eşleri ve sahabe tarafından da uygulanmış ve günümüze kadar varlığını devam ettirmiş bir sünnettir. İtikaf süresince zorunlu ibadetlerin yanında nafile ibadetler edilir. İtikaf her Müslümanın yerine getirebileceği bir ibadettir. Tek şartı niyet etmektir. Aklı başında ve boy abdesti olan her Müslümanın yerine getirmesi mümkündür. Fakat şartları kolay olan bu ibadetin manevi boyutu daha baskındır. Günümüz şartlarında dünya ve dünya işlerinden kendimizi ve nefsimizi arındırmak kolay olmayacağından manevi dayanıklılık gerektiren ecri büyük bir ibadettir. İtikafa giren kişinin gücü ölçüsünde ibadette bulunması, tövbe ve istiğfar etmesi, Kur’an-ı Kerim okuması, zikir ile meşgul olması ve vaktini Allah’ı tefekkürle meşgul olması müstehap kabul edilmektedir. İtikaf eden kişinin Allah’ı, Peygamberimizi, yaradılışımızı, evreni, bize bahşedilmiş nimetleri düşünmesi de ibadet kabul edilmektedir. Peygamber Efendimizin sünnetini yerine getirip bu mübarek günleri ibadet ve tefekkürle geçirerek gönlümüzü günahın kirlerinden arındırmış oluruz.
Hz. Âişe, “Resûl-i Ekrem ramazanın son on gününde ibadet için yoğun bir gayret içine girer, gecesini ihya eder ve ibadet için aile fertlerini uyandırırdı” demiştir. Ramazan ayının son 10 günü içerisinde Kadir Gecesinin de olması ayrı bir önem taşımaktadır. En mübarek gecelerden biri kabul ettiğimiz Kadir gecesine günler öncesinden Rabbiyle hasbihal ederek girmiş, kalbini ve ruhunu arındırmış, nefsine boyun eğdirmiş olarak yaşayabilmek ne mübarek ne hikmettir. İtikaf maddi dünyaya gözlerimizi kapatmak ve manevi dünyaya gözlerimizi açmak demektir. Aslında nasıl ki ölüp maddi aleme gözlerimizi kapatıp ebedi hayata geçiyorsak henüz maddi alemdeyken maddi aleme gözlerimizi kapatıp ilahi merhamete sığınmak, dünyanın kötülüğünden, meşgalesinden, dünyanın geçiciliğinden bir nebze uzaklaşıp ilahi kudrete bir adım yaklaşmaya çalışmak demektir.
İtikaf için en zor olan aslında itikafa girmeye karar verip, dünya meşguliyetlerinden bağlantıyı koparma gayretidir. Dünya meşgalesine o denli daldık ki, işimiz, aşımız, eşimiz, sosyal medyamız hayatımızı ele geçirmiş durumdayken bütün bu alışkanlık ve düzenden bir anda soyutlanmak nefsimize zor gelecektir. Fakat bu zorluğa katlanıp kendimizi ilahi iradenin kollarına bırakarak hakiki bir şekilde ibadetle meşgul olabilmek, Rabbimizin katına kabul edilmek ne büyük mükafattır ne büyük nimettir. İtikafın bitiminde bayrama uyanmak, ruhunu iki kez bayrama ulaştırmak ne büyük coşkudur.
Rabbim Ramazan feyzine erip bunu itikafla taçlandırabilmeyi, aklımızı ve gönlümüzü iman nuruyla doldurduktan sonra bayrama erişmiş olmayı tüm Müslümanlara nasip etsin. Bu mübarek Ramazan ayında zihnimizi dünya meşguliyetlerinden arındırıp Rabbimizin tefekkürüne adanmış şekilde bayrama erebilmeyi nasip eylesin.
