AŞILAMAYAN ENGEL; KALBİN HASTALIĞI

    Geçtiğimiz 3 Aralık Dünya Engelliler Günü olması dolayısıyla o gün bir kez daha engeli olan dostlarımızı anlamaya, empati yapmaya gayret ettik. Ama biz engeli nasıl anlamalıyız sorusunu sorduğumuzda örneğimiz mihmandarımız Hz. Muhammed s.a.v.’in o güzide hayatına göz attığımızda veciz olaylara şahit oluyoruz.  Peygamber efendimiz s.a.v.’in görme engeli olan sahabisi Abdullah bin Ümmü Mektûm vardı. Mescidinin müezzini olarak tayin ediyor. Bir vakit Efendimiz s.a.v’e müşrikler soru soruyorken onun sorusunu cevaplamayı ihmal edip müşriklerin sorusunu öncelemesinden dolayı Allah teala habibim, sevgilim dediği Efendimiz s.a.v.’e uyaran ayetleri (Abese Suresi’nin ilk ayetleri) etmiştir. Çünkü Ümmü Mektûm, âma olmasına rağmen kalbi iman nurunu görürken müşriklerin apaçık gözleri ile bunu  görmemesi engelin ne olduğunu göstermiştir.

      Dostlar, bu uyarı öyle basit bir uyarı değildir ki, Rabbimiz, defalarca tilavet ettiğimiz Abese suresinin ilk ayetlerini  sadece bu sebepten nüzul etmiştir. Hatta müşriklerin maddi, fiziksel güçleri ve diğer imkanlarına rağmen islam dini onları tercih etmemiştir. Peki ya biz bunun neresindeyiz? Engelinden dolayı ciddiye almayıp maddi ya da fiziksel gücünden dolayı önem verirken hatta o insanları zararlı olduklarını bilmemize rağmen değer verdiğimizde, sevgilim dediği Peygamberini ayetle ikaz eden Allah Teala biz kullarına nasıl bir uyarı yapar? Bu ayetleri bu soruyla hiç düşündük mü?

   Dostlar, sözlükte “Engelli birey” tanımı; “bir işin gerçekleşmesini önleyen neden, bir işi yapılamaz duruma sokan şey” olurken vücut veya fiziksel dememesi bizimle aynı ifadelere götürmüştür. Peki Bu tanımla insana engel olan, yapılamaz duruma götüren şey nedir sorduğumuzda bununla ilgili Hadis-i şeriflere baktığımızda Efendimiz sav “Bilin ki vücutta öyle bir et parçası vardır ki o, iyi (doğru ve düzgün) olursa bütün vücut iyi (doğru ve düzgün) olur; o bozulursa bütün vücut bozulur. Bilin ki o, kalptir.” Bu Hadis-i şerifi önümüze aldığımızda anlaşılacağı üzere insanın yapısındaki tenkit edilen uzuv sadece kalp olmuştur. El, kol, ayak vs. bozuk olmasından söz etmemiş ama kalbin bozuk olması konusunda ciddi uyarılarda bulunduğunu müşahade ediyoruz. Bu hadis-i şerif haricinde insanı incelediğimizde sadece cimriliği, fiziksel engelden ziyade maddiyatsızlık dememiş bununda kalbi olduğunu şöyle beyan etmiştir;  “Bir insanın kalbinde cimrilik ve iman asla bir arada bulunmaz.” buyururken en faziletli insanın, ne maddiyatı ne vücudu sağlam olan demeden temiz bir kalp sahibi olarak ifade etmektedir. Bizler ise cömertliği zenginliğe, yardımseverliği güçlü kuvvetlilikte gibi anlarken Peygamberimiz cömertliği, yardımseverliği, güzel insan olmayı vs. hepsinin düzgün bir kalbin olmasından geçtiğini belirttiğini görüyoruz. Hatta islam dini Vücuttaki engellerden dolayı azap değil rahmet ibadetlerde zorluk değil kolaylık olduğunu belirtirken ama vücuttaki sadece kalbin marazında imanın dahil kabul olunmadığını belirtmiştir. Yani islam’, güzelliği görmeyip kötülüğü görene, iyiliğe gitmeyip şerre gidene vs. tenkit edip onları engelli görmüştür.

 Dostlar, tabii ki fiziksel engelli bireylerin imtihanı çok büyük olduğunu unutmayalım onlara yardımcı olmanın da ne kadar yüce olduğunu aklımızda çıkarmayalım. Bu vesileyle engelli bireylerimize her zaman yanında olurken amaRabbim Fiziksel engeli olan dostlarımıza güç kuvvet versin ama her daim kalbimizi engellerden korusun. Her zaman hayra çağıran götüren bir insan kılsın. Gönül engellerimizi kaldırsın.