Süleyman ALTINHAN

SABREDENLERİ MÜJDELE !

featured
service

Geçtiğimiz hafta hepinizin malumu olduğu üzere depremle sarsıldık. Hepimizin zihninde Depremi nasıl anlamalıyız sorusu olduğu aşikardır. Bu sorunun cevabı için yol gösterenimiz Kur’an-ı Kerim’i incelediğimizde ayetlerde mealen şunları görüyoruz; “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. (Ey Peygamber!) Sabredenleri müjdele!” (Bakara, 155) hitabının yanında farklı bir ayette de “… Sizi sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır”(Mülk, 2)  hitabının yanında diğer bir ayette “Biz, kimlerin daha güzel bir davranış sergileyeceğini denemek için yeryüzündeki her şeyi kendisine özgü bir süs biçiminde yarattık. Hiç şüphe yok ki zamanı gelince oradaki her şeyi kupkuru toprağa çevireceğiz.”(Kehf, 7-8)  Allah bu beyanlarında dünyanın ve sahip olduğu çekiciliğinin yok olacağını haber vermiştir. Alimlerimizden İmam Maturidi bu ayetlerde Rabbimizin verdiği zorlukları şu mukadder soruyu sorar ve cevaplar; Peki musibetleri vereceğini bildirirken bu tür musibetleri vermemeğe gücü de yetmez mi? Aslında bütün bunların, sözü edilen sonuca maruz kalacağını bilen bir kimse, karşılaşacağı hastalık, açlık, mal ve can kaybı gibi musibetlere daha kolay göğüs gerebilirler. Çünkü bunların hepsi bahis konusu akıbetten daha hafiftir. Yani bu bilinçte olan kimse dünya hayatının zorluklarını aşmasına ve cennet yurdu için “Rabbim ben sabredebildim” nidasıyla o güzel sona ulaşmasına vesile olur. Bu durumun yanında bir de Allah’ın insanlara verdiği hayat, sağlık ve selameti hak ettikleri için değil, iyilik ve lütuf olsun diye vermiş ve bunu ebedi değil belli bir süreye bağlamıştır; o imkanlar bu süre dışında onlara değil, başkalarına aittir. Sonuç olarak insanlar imkanlar var oldukça O’na minnettar olacaklarını, Rabbimiz alınca da buna hakkının bulunduğunu bilmiş olacaklardır. Yani bizlere bu fani hayatın sahibi olmadığımızı deyim yerindeyse “küçük dağları yarattık” anlayışına bürünmememiz gerektiğini bizleri yoktan var eden dünyayı çevirip çevreleyen her anımızın sahibi Allah Teala olduğunun bilincinde olmamızı öğretir. Bu manalar sadece bu imtihanlarla yüz yüze olanlar için olmadığını aslında bu imtihana muhatap olanların yanında etrafındakilerin nasıl bir karşılık verdiği söz konusu olduğunu unutmamalıyız. Hz. Muhammed s.a.v. buyurmuşlardır ki; “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” (İbn Ebi Şeybe, Kitabu’l-imanhadis-i şerifiyle yukarıdaki ayete binaen komşunu biraz açlıkla imtihan ederken sen buna sessiz kalırsan “benden değilsin” sözüyle peygamberimizin ciddi bir ikazını alıyoruz. Yani birlik beraberliği bize öğreten peygamberimiz imtihanı verirken de toplumun tamamına verdiğini herkesin üstlenmesi gerektiğini bize bildiriyor. Kıymetli dostlar, şükürler olsun ki, bizler devlet ve milletçe el ele verip resmî makamlardan Sivil Toplum Kuruluşlarına kadar bu beraberliği aşmaya gayret edip teşbih yapmadan söylemek gerekirse lokmamızı hakikaten paylaştık. Şükürler olsun ki Akşam komşularımızın aç yatmaması için çabalamaya gayret ediyoruz.  Bunları aktarırken en son bu metanete sahip Rabbinin bilincinde olup insanın bu dünyada misafir olduklarını farkında olanlara “müjdele” hitabını aslında anladığımızdan da öte bir manaya sahip olup yani izahı uygunsa “gün onların günü” gibi bir mana taşımaktadır. Yani komşular olarak bizler de yarın cennette “gün bizim günümüz” lütfuna muhatap olmamız için çalışmalarımızı ziyadesiyle aktarabilmemiz duasıyla.

SABREDENLERİ MÜJDELE !

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Yığılcanın Sesi Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!