İbrahim Arvasi

İNSAN VE ZAMAN

featured
service

Yeryüzünün halifesi olarak Yüce Allah (c.c.) tarafından özenle yaratılan Âdemoğlunun bu ulvi görevini hakkıyla yerine getirebilmesi için hakkında bilgi sahibi olması gereken en önemli hakikatlerden biriside zamandır. Zira İlahi imtihan gereği insan, zaman içinde doğuyor, yine bu zaman içinde gelişip olgunlaşıyor ve tabi yine aynı zaman içinde de ölümün hakikatiyle yüzleşerek dünyadaki yaşam serüvenini tamamlayarak dünya hayatının da sonuna gelmektedir. İşte bundan dolayı insanın dünya hayatındaki en önemli sorumluluklarından birisi de aslı itibarıyla kendisi için en büyük sermaye konumunda olan zamanın/ömrünün ehemmiyet ve öneminin farkına varmasıdır. Zira insanoğluna yeryüzünde yüklenen görev ve sorumluluklarına karşı onun için tayin edilen zaman/ömür sermayesi sınırlıdır.

Zaman; Kerim Kitabımızın da üzerinde önemli durduğu mefhumlardan birisidir. Hatta ve hatta ehemmiyet ve önemine binaen üzerine yemin edilmiştir. “Şafak vaktine, On geceye, Çift olana ve tek olana, Geçip gitmekte olan geceye yemin olsun (Fecr 1- 4) Bürüyüp örttüğünde geceye; Aydınlandığında gündüze; yemin olsun ( Leyl 1, 2) Asr’a Yemin olsun ki! (Asr 1)gibi. Aynı şekilde Allah Rasulü (s.a.s)’de Hadis-i Şeriflerinde zaman konusuna değinmiştir. O’nun mübarek sözlerinden birisi de şöyledir: İki nimet vardır ki, insanların çoğu onları değerlendirme hususunda aldanmıştır. Bunlar; sağlık ve boş zaman.” (Buhârî, Rikâk, 1). Evet, insanın yeryüzünde sahibi olduğu en büyük zenginlik elbette zamandır. Nitekim dünya ve ahiret hayatındaki bütün başarılar, mutluluklar, güzellikler hep zaman içinde elde edilmektedir. Yine başarısızlıklar, pişmanlıklar, mutsuzluklarda hep boşa heba edilmiş bir zamanın/ömrün doğal bir neticesidir. Öyleyse insan zamanın değerini iyi kavramalı, ona ehemmiyet ve önem vermeli, planlı, programlı bir ömür/hayat yaşamak, zaman geçirmek için gayret göstermelidir.

Yüce dinimiz İslam’da inanan insanlar için günde beş vakit olmak üzere farz kılınan Namaz, yılda bir ay tutulmak üzere farz kılınan Oruç ve ömürde bir defa olmak üzere farz kılınan Hacc farizası gibi ibadetler, belli bir zaman diliminde olmak üzere farz kılındıkları için hep zamanla iç içedirler. Namaz bizim günlük hayatımızı düzene koyan, programlayan, planlayan bir ibadettir. Günlük yapılacak işler namaz vakitlerine göre ayarlanmalı ve vakit aralıkları bizler için birer hareket alanı sağlamalıdır. Aynı şekilde Oruç ve Hacc ibadetleri başta olmak üzere diğer birçok ibadetin zamanla olan bağlantısı hakkında böyle düşünmek pekâlâ mümkündür.

İlim, ticaret, sanat, ziraat gibi alanlarda üstün başarılar elde ederek ifa ettikleri işler konusunda büyük dereceler elde eden insanların hayatlarına bakıldığı zaman büyük bir gayretin yanı sıra zamanı ölçülü, dengeli ve verimli kullandıkları da bilinen bir gerçektir.

Netice itibarıyla, dünya hayatında Rabbimizi razı edecek güzel işler yapmak, sâlih ameller işlemek, dünyada ki geçimliliğimizi te’min etmek için yaptığımızı işte başarılı olmak, mesleğimizi hakkıyla ifa etmek ve dünya hayatında mutlu olmak istiyorsak bunun en önemli ilkelerinden birisinin zaman mefhumunu iyi değerlendirmek olduğunu unutmamamız gerekir.

Selam ve dua ile…

İNSAN VE ZAMAN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Yığılcanın Sesi Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!