Değerli Okuyucular, Sevgili Dostlar, bugün 30 Ağustos 2022. Bundan yüzyıl önce Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün başkomutanlığında Türk ulusunun başlattığı Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlandığı bu günümüz ve zafer haftamız kutlu olsun. Atalarımız bu güzel yurdu bize vatan kılabilmek için canlarını feda etmişlerdir. Bizler de onlara layık olabilmek için daha ilkokul yıllarında andımızla, gençlik yıllarımızda gençliğe hitabe ve gençliğin Ata’ya cevabıyla söz vermiştik. Onun için sözümüzde durmalı bizden sonra gelecek nesillere bulduğumuz gibi bırakmak için var gücümüzle çalışmalıyız. Ayrıca ilçemizin hasat dönemindeki bugünlerde bu konunun çok önemli olduğunu düşünerek konunun muhataplarına ders olur diyerek bu hafta “Sözünde Durmamak” dedim.
Sözünde durmamak, çok çirkin bir harekettir. Müslümanlara yakışmayan en kötü bir davranıştır. İnsanlar arasındaki davranışlarda, alış-veriş ve sözleşmelerde sözünde durmak, Allahü teâlânın emridir. Kur’ân-ı Kerîm’de : Verdiğiniz sözleri yerine getiriniz! Çünkü verdiğiniz sözlerden sorumlusunuz! “Yapmayacağınız sözü söylemeniz, Allah katında büyük bir günahtır.” buyrulmuştur Peygamber Efendimizde de hadisi şeriflerinde şöyle buyurmuştur: “Şu üç şey kimde bulunursa -oruç da tutsa, namaz da kılsa- o, münafıktır: Konuştuğu zaman yalan söyleyen, sözünde durmayan, verdiği sözden cayan. Onun için herkes tutabileceği sözleri vermeli, söz verirken de “inşaallah” demelidir. Özellikle ilçemizin bu hasat döneminde sözünde durmayan insanlara oldukça sık rastlıyoruz. Maalesef esnaflardan alış veriş yapıp ürünü başkalarına satıp borcunu ödemeyenler, fındık işçileri için sıra yazıp sözünde durmayanlar, borç para alıp gününde ödemeyenler, özellikle oy için halka söz verip tutmayan siyasetçiler, esnaflardan yemin edip yalanla mal satıp ticaret yapanları vb.lerini sözünde durmayanlar olarak tanımlayabiliriz. Bu konuda ebeveynlere çok iş düşüyor. Yetişme çağındaki çocuklarımıza söz vermenin er kişinin erdemi olduğunu, insanın özü ve sözünün bir olması gerektiğini, sözün namus olduğunu ve buna benzer davranışları kazandırmalıyız.
İbrahim Aleyhisselam, Allahü teâlâ bir oğul verirse, onu Allah için kurban edeceğini söyledi. Dileği hasıl olunca, sözünü yerine getirmesi rüyada bildirildi. Hazret-i İbrahim, sözünde durup oğlunu kurban etmek istedi. Cenab-ı Hak “İbrahim, gerçekten rüyasına sadakat gösterdi. Elbette bu açık bir imtihandı. Oğluna karşılık ona büyük bir kurbanlık koç fidye verdik. İhsan sahiplerini böyle mükafatlandırırız.” buyurdu. Hazret-i İbrahim, Nemrud tarafından ateşe atıldığında canı ile Hazret-i İsmail’i kurban etmesi emredildiğinde evladı ile, ovaları kaplayan bütün sürülerini bağışlamakla da malı ile imtihan edildi. Üç imtihanı da kazandı. Kur’an-ı Kerim’de, ” Sözünün Eri İbrahim” diye övüldü. (Necm 37) Böyle sözünde durmak büyük fazilettir. Kur’an-ı Kerim’de, sözünde duranlar övülmektedir: “Müminler içinde Allah’a verdiği sözde duran nice erler var. Olgun yüce bir insanın en büyük özelliklerinden birisi, onun güvenilir olmasıdır. Sürekli yalan söyleyen, verdiği sözleri yerine getirmeyen insanlar, diğerlerinin güvenlerini yitirirler. Sevilmeyen, daima kuşku ile bakılan biri olurlar. Bu tür insanlar toplumda dışlanıp yalnızlığa mahkum edilirler. Mümkünse böyle sözünde durmayanlardan uzak durmalıyız.
Değerli Dostlar, yazımın başında dediğim gibi bugün 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 100.yılı. İnşallah önümüzdeki yıl cumhuriyetimizin 100.yılını kutlayacağız. Ömür denen bu yolda zaman durmadan geçip gidiyor. Bu haftaki yazımın sonunda sözünde durmayanlarla ilgili sevgili peygamberimizin: “Münafıklık alameti üçtür: konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiğinde sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiğinde hıyanet eder.” sözleri ve Atalarımızın ”Ardıcın közü olmaz, yalancının sözü olmaz. Hayvan yularından, insan sözünden tutulur. Söz ağızdan çıkar. Sözünün eri ol. Tükürdüğünü yalamak yiğide yakışmaz. ” sözleri kulağımıza küpe olsun. Fındıklarımız bereketli, kazancınız bol olsun. Her zaman sağlığınız yerinde olsun. Sevgiyle, dostlukla kalın, hoşça kalın.
3150 kez okundu.
