Veli VERGİLİ

YIĞILCA’NIN KAYMAĞINI YİYENLER – Veli VERGİLİ

service

   Değerli Okuyucular, Sevgili Dostlar, bu hafta ki yazımda  Yığılca’nın kaymağını yiyenler diyerek biraz beyin fırtınası yapmak istedim. Kaymak dediğim aslında  doğal kaynaklarımız : Hava, su, toprak, bitki örtüsü, hayvanlar ve madenler. Bitmeyecekmiş gibi görünen bu kaynaklar, insanların bilinçsizce kullanması sonucu hızla azalmaktadır. Yığılcalı olarak bu doğal kaynakları yok etmek değil koruyup gelecek nesillere yaşanabilir bir doğal çevre bırakmak en önemli görevimizdir.      

           Doğal kaynaklar; hibir topluluk, sınıf veya katmanın emeği karşılığı üretilemeyen, bu nedenle de herhangi bir gerekçeyle kimsenin sahiplenme hakkı iddia edemeyeceği kaynaklardır. Dolayısıyla da tanımı gereği bu kaynakların tasarruf hakkı toplumundur. Toplum bu kaynakların insanlık hizmetine nasıl sunulacağına karar verme hakkına sahip olmalıdır. Bu hakların nasıl kullanılacağı anayasa ve yasalarla belirlenir. Doğal kaynakları tüketirken bitebileceği ihtimalini daima göz önünde bulundurmalıyız. Bizlere sunulan bütün kaynakların elbette sonu olacaktır. Temiz ve sağlıklı gelecek için doğal kaynaklar korunmalıdır. Doğal kaynaklarını  ;topraklarımız, ormanlarımız, akarsularımız, madenlerimiz olarak da

adlandırabiliriz. İlçemiz alan olarak Düzce’nin en çok alanına sahiptir. Bunun 33,407,8 hektar yani  %67’si orman,  16,412,5 hektarı %33 açık alan yanı arazilerdir (Yaylalar, taşlık ve ormansız yerler dahil) Bu açık alanların belki de yarısı halkımızın kullandığı ekili alanlardır. Yığılca halkı ilçe sınırları içindeki alanın sadece ¼ nü kullanmakta, geri kalan alan ise devlet veya işletmesine verdiği kişilerce kullanılmaktadır.

                  Yığılca ormanları ilçemizin en önemli doğal kaynağıdır lakin yıllar yılı bu ilçeye fazla bir  katkı sağladığı söylenemez. Yığılca’nın orman emvalini el alır sadece havası bize kalır. Yani ormanlardan elde edilen her türlü  gelirin ilçemize dönüşü yoktur. Sadece kışın yakacak ihtiyacı ve kereste ihtiyacı olanlar istifade eder onun da parasını öderler. Bölge halkı ürünlerin elde edilmesinde ırgat gibi çalışmakta hakkını bile alamamaktadır. Yığılca’nın devlete ne faydası var diyenler, bu zenginliğimizi  unutmasın. Ormanlarda bir tehlike olduğu zaman önce koşan ilçe halkı ama kaymağa gelince tortusundan bile istifade edemeyen yine ilçe halkı. Anlayacağınız yıllar yılı biz hava aldık. Bir zamanlar ormanlar orman köylüsünün istifadesine sunulacak denildi. Sözüm ona orman köylüsüne kiralanacaktı. Bugün adımını atsan izinsiz girdin diye ceza yersin.  Düzce –Yığılca-Yedigöller yollarının yapılmasını erteleyenler  bunun vebalini bir gün ödeyecekler. Devlet malı deniz deyip yiyenler, buradan elde edilen kazanımları unutmasın. Yığılca’mızın diğer bir doğal kaynağı olan yeraltı kaynakları ve topraklarımızın kıymeti gün geçtikçe daha çok anlaşılmaya başlanmıştır. Bir zamanlar ovadaki arazilerle kıyaslayıp önemsemediğimiz bu vadiler artık fındık sayesinde değer kazanmıştır. Halkımız son 20-30 yılda  daldaki altın dediği fındığa yönelmiştir. Maalesef bunun kaymağını da  yiyen simsarlar türemiştir. Devletin burada TMO ile girdiği piyasada halka daha çok destek olması gerekir. Bugün TMO  fındık almak yerine almamak için bahaneler üretip meydanı “FERRORİ” gibi tekelci simsarlara bırakıyor, böylece halkımızın emeği ile dalga geçilip kaymağını bu parazitlere yediriyor.

                1980’li yıllara kadar ilçemizde yeraltı kaynaklarını kullanan kimse yoktu. İlk defa Kırık yolu üzerinde bir taş ocağı açılmıştı. Çalışırken bölge insanı ve ilçeye katkısına şahit olmuştum. Orhangazi YBO’da yönetici iken okul olarak katkısını görmüştük. Ancak bugün yeraltı kaynaklarından istifade eden üç adet taş ocağı, beş adet mermer ocağı, birde ülkenin üçüncü fabrikası olarak lanse edilen çimento fabrikası var. Bunlar buralardan aldığı yeraltı kaynakları ile kasalarını doldurup ilçemizin kaymağını yiyorlar. Merakımı  mazur görün  acaba kaymakamlık ve belediyemiz bunlardan istifade edebiliyor mu? Zannetmiyorum belki kaymağın tortusundan belediyemiz ve üç beş kamyoncumuz istifade ediyordur. İnşallah hiç değilse devlet vergisini alıyordur. Birkaç yıl önce, taş ve mermer ocakları ile  bu çimento fabrikası kurulurken iki yıl ilçemiz öğrencilerine burs sağlamış ayrıca  okullara yardım almıştık. Yani çocuklarımız bu kaymaktan istifade etmişti. Bu unutuldu gitti. Düzce-Yığılca yolunda bu mermer, taş ocakları ve çimento fabrikası araçlarından bin bir tehlike ile gidip geliyoruz. Yol yapılsın diye dil döküp toz yutuyoruz kaymağını onlar yiyorlar.                                                                    Bir diğer doğal kaynağımız olan sularımız var. Bunlar küçük derelerle toplanıp Hasanlar Barajı’nda bir baraj gölü oluşturuyor. Bu baraj gölü önce elektrik üretme ve Düzce Ovası’ nın sulanması işinde kullanılıyordu. Ancak birkaç yıl önce ülkemizin mega kenti İstanbul su ihtiyacının bir bölümünü karşılamak için bu suyu aldı. Yani bizim sularımız bile başka yere akıyor. İstanbul Belediyesinin halktan  aldığı su parasında ilçemizin hakkı var. Devlet su işleri ( DSİ ) bu su havzası için ilçemize her türlü baskıyı yapıyor. Suyumuzdan sulama ile Düzce, içme ile İstanbul’un istifade ediyor, biz niye istifade edemiyoruz. Oysa Göynük de Çubuk Gölü var. Bu göl ile her türlü işletme kullanım hakkını Çubuk köyü muhtarlığı yapıyor. Hasanlar Barajı’nda biriken alüvyonlu tortuyu belediyemiz temizleyip değerlendirmeye kalksa bunu bile yapamıyor. Yani sözüm ona sonuç olarak suyumuzu el alıyor çamuru bile bize kalmıyor. İlçemizin kaymağını yiyen büyük gıda şirketlerini unutmayalım. Onlar da kasalarını doldurup ilçemize hiçbir katkı sunmuyor. Yıllardır halkını sömüren beyler                                    Çatlasın mideniz, doymaz mısınız? Fakirin hakkını kemiren beyler,  Onların ahını duymaz mısınız?            

                     Değerli Okuyucular, Sevgili Dostlar, yazımın başında ifade ettiğim gibi Yığılca  insanının,  bu doğal kaynaklardan yararlanabilmesi için başta devlet yöneticilerimiz ve  mahalli idarecilerimizin gereğini yapması lazım. Belki mahalli idarecilerimiz bu taş ve mermer ocaklarından köyleri için katkı alıyordur. Bu katkının o köye veya beldeye yansıması gerekir. İlçemizin doğal kaynaklarını kullananlara zamanında karşı çıkmadığımız için gelecek nesiller bizi  asla affetmiyecektir. Çünkü çevremiz tahrip olmakta doğal dengemiz bozulmaktadır.Bu saatten sonra yapacağımız bir şey yok. Kanunen bu kaynakları kullananlar gerekli izni almışlar. Ama onlardan hiç değilse yeterli katkıyı alıp ilçemiz insanının istifadesine sunmalıyız. Başta belediyemiz, zor şartlarda okuyan öğrencilerimiz, Yığılcasporumuz, sivil toplum kuruluşları, ihtiyacı olan insanlarımız bu kaymağımızı yiyenlerden istifade etmelidir. Yoksa bu orman varlığı içinde bir eşek yükü odun için halkımıza zulüm yapanlar, yeraltı kaynaklarımızdan zengin olup bize tozunu yutturanlar, suyumuzu kullanıp bize çamurunu bile bırakmayanlar yani kaymağımızı yiyip bize tortusunu bile bırakmayanlara meydanı boş bırakmış oluruz. Doğal kaynaklar toplumun ortak malı olduğu için  onları koruma, muhafaza etme ve paylaşma konusunda sorumluluklarımız vardır. Doğal kaynakları kullanma ve koruma konusunda  eşitsizlikler sürdükçe  çevre sağlığı gündelik hayatını sürdürebilmek için bu kaynaklara muhtaç olanların değil, sadece parayı ve gücü elinde bulunduranların hakkı olacaktır. Hindistanlı lider Mahatma Gandi’nin, doğa için : “Herkesin ihtiyacını karşılayacak kadar var, ama gözünü doyuracak kadar yok. ” sözü ne kadar da anlamlı.  Doğal kaynaklar, dünyamızın canı ciğeridir. Doğal kaynaklarını koruyan geleceğini korumuş olur. Biz doğayı korudukça doğa da bizi korur. Yarının doğası bugünden yaratılır. Uçmuyorsa kuşlar, ölüyorsa balıklar, nasıl yaşar insanlar. Hepimizin sağlıklı, dengeli bir doğada yaşayıp yarınlara güzel bir çevre bırakması dileğiyle  sağlıkla, dostça kalın, hoşça kalın.

Veli VERGİLİ    :     v.vergili59@hotmail.com      :                     Tel :05064189664

3849 kez okundu.

YIĞILCA’NIN KAYMAĞINI YİYENLER – Veli VERGİLİ

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Yığılcanın Sesi Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!